Her bomba, her yıkım ve kaybedilen her canla cümlemizin üzerine can parçaları, vebal parçaları yağıyor. Filistin direniÅŸi, insanlık önünde kristal bir anıta dönüşüyor; ilham veren ve göz kamaÅŸtıran. 11 gün ve gece süren bombardıman sonunda sulh saÄŸlanıyor. Åžehitler defnediliyor, yaralılar hastaneleri dolduruyor. Gazellilerin sabah yaptıkları ilk iÅŸÂ Sevfe Nuammiruha yani Yeniden imar ediyoruz sloganıyla caddeleri ve sokakları temizlemek oluyor. Binlerce gönüllü ellerinde süpürgelerle direniÅŸ yurdu Gazze’yi bir güzel temizliyorlar. Aynı vakitlerde Kudüs’te de bir hareket, bir koÅŸturmaca var. Zeytin Dağı’na kurulup izlemek lazım ÅŸimdi. Her yer cıvıl cıvıl. Mescid-i Aksâ’nın bahçesinde rengârenk balonlarla çocuklar cevelan eyliyorlar. Kıble Mescidi ve Kubbet’üs-Sahra’nın etrafı bir güzel süpürülüyor ve yıkanıyor. Yusufiye kabristanının bakımı da ihmal edilmiyor. Eski ÅŸehrin Hıtta Kapısı bölgesinden Mücahidîn sokağına açılan taÅŸ yollarda ışık cümbüşü var ki, tam seyirlik. Binalar onarılıyor, camlar takılıyor, saatler kuruluyor. Aksâ’nın kan içinde kalan etekleri pırıl pırıl ÅŸimdi. Filistin kendini yeni direniÅŸlere, yeni mukavemetlere hazırlıyor; yüzlerce yıldır olduÄŸu gibi.Â
Â
Köşe yazıları ve çeşitli edebiyat dergilerinde İslâm coğrafyalarına dair yazılarıyla tanıdığımız Süleyman Ceran, yeni bir Filistin kitabıyla karşımızda. Filistin’in kalbi niteliğindeki Kudüs ile ilgili edebi metinlere yer verdiği kitabında, Filistinlilerin kalp kırıklıklarına, yalnızlıklarına ve her şeye rağmen direnme azimlerine de işaret eden denemeler yer alıyor.
Yazar, Filistin’in Kalbi ile okurunu Kudüs sokaklarında gezdiriyor, gözden kaçmış kahramanlarıyla tanıştırıyor ve Filistinlilerin hissiyatıyla baş başa bırakıyor.