Frankenstein, gerçekte, ait olmadığı bir dünya tarafından iÅŸkenceye maruz bırakılan zeki bir varlıktır. Bu tasvirde Shelley, yaratılışın evrensel insan temalarını, varoluÅŸun doÄŸasını ve kabul edilme ihtiyacının altını çizer. Çünkü bu kabul olmadan, gerçek canavar, insanlığın ÅŸiddet dolu doÄŸasıyla ortaya çıkar.Â
Mary Shelley ilk olarak Lord Byron'un arkadaşlarının her birinin bir hayalet hikayesi yazmasını önerdikten sonra kısa bir hikaye olarak Frankenstein'ı yazdı. Byron hikayeden o kadar korkmuş ve etkilenmiş ki, odandan çığlıklar atarak kaçmış.
Ä°ddialı, genç bir bilim adamı, insan formunu inanılmaz bir ÅŸekilde taklit eden bir yaratık meydana getirir ve sonra da suçluluk duygusuna kapılıp nefretle hareket etmeye baÅŸlar. Frankenstein ise hayatına bir canavar olarak baÅŸlamamış olsa da sonunda acımasız, kaçınılmaz yalnızlığa maruz kaldıkça canavarlaÅŸmaya baÅŸlar. Â
Frankenstein, nasıl yaratıldığını ve insanlık tarafından nasıl dışlandığını fark ettiğinde, yaşadığı acıyla baş etmek için yaratıcısının ailesinden intikamını almak üzere yola çıkar.
Korku edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük ustalarından kabul edilen Mary Shelly büyüleyici kurgusuyla korku ve gerilim romanlarına yeni bir boyut getirmiştir.
Â