İÖ I. yüzyıldan itibaren gelişmeye başlayan Galata bölgesinin belgelenebilen tarihi, 14. yüzyılla birlikte başlar. Bizans döneminde Konstantinopolis' n karşı yakasında küçük bir yerleşim olarak ortaya çıkan ve genellikle Sykai (incir ağaçları) adıyla bilinen Galata, 14. yüzyılın başından itibaren Cenevizlerin giderek palazlanan bir kolonisi olarak önem kazandı. Kalesi, kulesi ve surlarıyla zamanla genişleyen alan, Konstantinopolis'in Osmanlılar tarafından 1453'te fethine kadar özerk bir kent görünümünü kazanmış, Akdeniz ticaretinde önemli bir yere sahip olmuştu. Fetihin ardından Müslüman halkın yerleşmesiyle birlikte Galata giderek Osmanlılaştı, ama yabancı tüccarların faaliyet merkezi olma özelliğini de korudu. Galata 19. yüzyılda, ikametgah ağırlıklı Beyoğlu ile birlikte hızla gelişmeye ve Batılı bir kimlik kazanmaya başladı. 19. yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde, hızla değişen İstanbul’un ve Osmanlı imparatorluğu’nun alternatif güç merkezi haline geldi. Cumhuriyet'le birlikte İstanbul’un da önemini kaybetmesiyle daha pasif bir konuma itilen Galata, 1950'lerde başlayan canlanmadan nasibini aldı. Ancak, 1980'terden sonra İstanbul’un metropolleşmesi sürecinde giderek marjinalleşmeye yüz tuttuysa da, 1990'lardan itibaren kültürel ve tarihi mirasına duyulan ilginin artmasıyla yeniden çekicilik kazanmaya başladı. Son yıllarda gözlemlenen bu dönüşümle Galata, İstanbul'un yeni kültürel merkezlerinden biri olmaya aday...