Uzun yıllar Anadolu’nun birçok yerinde görev yaptıktan sonra İstanbul’a taşınan aile, Galata’nın gölgesinden aldıkları evde oturmaya başlamış, kaderleri de orada yön değiştirmişti. Yetmişli yıllarda Galata’da yaşamak güzeldi. Mahalle sakinleri, komşu sohbetleri, samimi bir dünyaydı onlarınki. Kadriye’yi tanıdıkça, Galata’da geçen o yılları okudukça, özlediğiniz anılar canlanacak teker teker sayfalarda…Yaşananlar istemsiz gülümsemelere sebep olacak. Arada birkaç damla yanağınıza süzülürken eliniz engel olacak. Yaşadığı koşullara rağmen hayallerinden bir an olsun vazgeçmeyen Kadriye’nin giderek büyüyen sevgisi, tükenmeyen umudu içinizi saracak. Tam bitti derken her şeyin başka bir boyutta yeşerdiği, kendinizi bir anda Hudson Nehri’nin üstünden Manhattan’ın büyüleyici manzarasını izlerken bulduğunuz harika bir roman…