Türkiye coğrafyası 1960-80 yılları arasında sosyalizm mücadelesinin benzersiz bir sekansını yaşadı. Bu kabarış yılları, egemen sınıfların tam uzlaşı sergiledikleri bir darbeyle ve takip eden yıllarda da reel sosyalizmin çözülüşüyle bitiverdi. Sosyalist solda bir dönem kapandı. Açılan dönemde her geçen yıl onun için daha kaotik ve karanlık oldu. Buna karşılık her koşulda devrede olan ve sosyal yapıyı giderek daha fazla belirleyen sermaye birikimi ve sınıfsal çelişkiler tarihin zembereğini kurmaya devam ediyor. Bu iki dinamik, 1980’lerden beri, çok daha geniş ölçekte alt-üst oluşlar yaratarak, nüfusun çok daha büyük bölümünü proleterleştiriyor. Haliyle sınıf kavgasının mekânsal dağılımı genişleyip, daha büyük mücadelelerin potansiyelleri birikiyor.
Elinizdeki kitap Türkiye’deki eşitlik, adalet ve sosyalizm mücadelesi tarihinin bu özgün yükseliş dönemindeki yerel deneyimleri, geleceği müjdeleyecek biçimde ortaya sermeyi hedefliyor. Sol siyasetin 1960 ve 1970’lerde hangi yerelliklerde, hangi sosyo-ekonomik dinamik ve çelişkilerin etkisiyle açığa çıkıp, nasıl serpilip, geliştiğini anlatan bu çalışma, dönemi belirleyen olgu ve olayları Marksist diyalektikle serimleme çabasının bir ürünü.
Kitap, bu bağlamda, yerel deneyimleri tüm sosyal ve mekânsal özgünlükleriyle yeni kuşak devrimcilere aktarmanın yanı sıra, bugünün ve geleceğin mücadele stratejilerini belirleyecek özneler için tarihsel materyalist bir bilgi havuzu oluşturmayı hedefliyor.