Gorki’nin yaşam öyküsünü anlatan üçlemenin bu son kitabı, onun yirmili yaşlarına kadar topladığı hayat deneyimleri üzerine kuruludur. Yüksek öğrenim görmek için gittiği
Kazan’daki üniversiteye girme imkânı bulamayan Gorki, hayat üniversitesinin içinden
geçer. Önceki iki özyaşam öyküsü romanındaki doğal, kırsal dünya, burada yerini kentin izbe, içindeki hayatlar gibi yıkık dökük,
ama ayakta duran binalarına bırakır. Yazar
bizi, ara sıra yorum kattığı bir belgesel sinema tekniğiyle farklı toplumsal katmanları
temsil eden renkli tiplerin, karakterlerin dünyasından geçirirken, “hayat üniversitesinden
mezun oluşunun” da ipuçlarını verir. Gorki,
kötülüğün, hoşgörüsüzlüğün, tembelliğin ve
aptallığın dünyevi ve dinsel kurumların baskısından çok daha belirleyici olduklarını hatırlatır bize; Benim Üniversitelerim, onun bu
engellere karşı verdiği mücadelenin üçüncü
aşamasını oluşturur.