Hanîf ve Şirk Sırat-ı Müstakîmde Yaşam Kılavuzu adlı bu çalışmada âile ve sosyal hayatta şirke düşmeden yapılması önerilen HANÎF ilkeleri ile SIRAT-I MÜSTAKÎMDE mutlu bir yaşam için bireyin yapması gereken bazı yükümlülük ve sorumluluklar Kur’an bağlamında incelenmekte akâid ve kelâm ilmi çerçevesinde değerlendirilmektedir. HANÎF kelimesi Kur’an’da şirkin karşıtı olarak geçer. Hz. İbrâhim’in müşrik olmadığı HANÎF olarak sırat-ı müstakîm üzere yaşadığı, insanların da HANÎFLER olarak SIRAT-I MÜSTAKÎM üzere Allah’a kulluk/ibadet etmeleri önerilir. Âdem’den Muhammed’e nebi ve resullerin başlangıçtan itibaren yaşadıkları ve öğrettikleri HANÎFLİK ve SIRAT-I MÜSTAKÎM insan fıtratına uygun doğal din İslâm’dır. İnananların velisi Allah kendisine (sünnetullah’a, İslâm’ın muhkem evrensel HANÎF ilkelerine) güvenenleri şirk karanlıklarından İslâm aydınlığına çıkarır. SIRAT-I MÜSTAKÎM üzere sâlih amel işleyenleri başarılar ve saadetler içinde yaşatır. İnkâr edenlerin velisi tâğutlar (Allah’tan başkasını velî edinip sevilen bir ilah gibi değer verilen ve tapılan şeyler) ise onları aydınlık İslâm HANÎF yolundan karanlıklara iletir. İman edenler HANÎF olarak SIRAT-I MÜSTAKÎM üzere sâlih amel işleyerek aydınlığa çıkarlar. Hüsrâna ve dalâlete düşmeden cennet misâli başarılı, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşarlar. Akıl ve irade ile donatılan yaptıklarıyla sorumlu kılınan insanın yaratılış hikmeti; HANÎF olarak SIRAT-I MÜSTAKÎM üzere yaşamak, amelini sâlihe ve ibadete dönüştürmektir.