“Kusurla veya kasıtla, bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek, planlayarak veya aniden günah işleyen, isyan eden, inkâr eden ben…
Cehaletinden bihaber, gafletinden derbeder olan ben…
Ben geldim Allah’ım ben…
Çamurdan çıktım, gafletten uyandım da geldim. Yunus gibi ben’i aradan çıkardım da geldim. Mısri gibi ben’i terk eyledim de geldim. Kendi ellerimle yaptıklarımı utanç içinde yüklendim de geldim.
Sen getirdin de geldim Rabb'im. Sen istedin, lütfettin de geldim. Bunca günaha bulanmışken ne yaptım hoşuna gidecek? Bilmeden geldim.”
Ülkü Uçkun, bu romanda ömür yolculuğunda önlerine çıkan keskin virajlarla hayatlarının akışı bir anda değişen Ömer, Nergis ve Deniz’in hikayesini okuyucuyla buluşturuyor. Keskin bir dönüşüm hikayesini duygusal bir döngünün içinde farklı karakterlerin gözünden anlatan yazar, okuru şaşırtmayı, hüzünlendirmeyi ve çokça düşündürmeyi amaçlıyor.
Beklenmedik durumların manevi yolculuğa araladığı kapılar ve yakınlarımızın başına gelen olayların bizim hayatlarımızda yarattığı tsunami etkisi bu kitapta gözler önüne serildi.
Arayan ama bulamayan, bulan ama yaşayamayan ve araması gerektiğini dahi bilmeyenler için…