Herkes Büyür Elbette; anlatı, anı, öykü, gezi yazısı ve şiirlerin harmanlandığı bir yolculuk kitabı… “Yolculuk” ifadesi burada somut anlamıyla da bir metafor olarak da kullanılabilir; çünkü hem yazarın yıllar önce terk etmek zorunda kaldığı yurduna yaptığı ziyaretlere, gezip gördüğü yerlere ilişkin gözlemlerine hem de kendi içinde geçmişine doğru yaptığı yolculukta zihninde canlanan hatıralarına tanıklık ediyoruz bu kitapta. Böylece bir yandan tam da pandemi döneminde tarihi Diyarbakır, Mardin, Urfa sokaklarında edebiyatla yoğrulan bir yolculuğa çıkarken bir yandan da 70’li yılların İstanbul’una, yoksul gecekondu mahallelerine ve oradaki sımsıcak dostluklara uzanıyoruz.
“Adı hayat işte; geçiyor gerçekle düş arasında, hikâyeler yazmak gerek, unutmamak, unutulmamak adına” diyor Sultan Karataş. Herkes Büyür Elbette’de gerçekle düş arasında şiirli bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?