Gidecekleri yer belliydi: Medine! Hızlıca şehirden çıkıverdiler. Mekke’nin dışına geldiklerinde peygamberimiz (sav) devesini durdurdu. Devesinden inmeden Mekke’ye doğru son bir defa daha baktı. Hüzünlüydü. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Mekke doğduğu şehirdi. Çok sevdiği eşi, çocukları, amcası ve dedesinin mezarları buradaydı. Her şeyden önemlisi Allah’ın evi, kutsal Kâbe buradaydı. Bunları terk etmek zorunda bırakılmıştı. Nemli gözlerle izlediği Mekke’ye şöyle seslenebildi: “Ey sevgili şehir! Vallahi eğer beni senden ayrılmak zorunda bırakmasalardı, asla senden ayrılmazdım.”