Şebnem Akarsu’nun yazıları ile kendisinden önce tanıştım. Yazılarındaki ırmak coşkusu ve akıcılığı sesinde, saçlarında, kalbini anlatan ellerinde de vardı. Gezmek, görmek, düşünmek ve anlatmak o ırmağın kendiliğinden akışı, var oluşu gibiydi şebnem için. Çetin Altan, “içinden kahkaha atmak, hapşırmak gibi yazı yazmak geliyorsa, durma yaz. Bir pınarın sularının dağdan çıkıp bir gün denizi bulması gibi yolunu bulacaktır,” demişti. İçinden kahkaha atmak gibi yazı yazmak gelen insanları, yaşadıklarının, düşündüklerinin kaydını unutmamak, unutulmamak için tutanları, yazının ruhuna, kendiliğindenliğine teslim olanları, “bir kitap sahibi olmayı şöhrete giden yeni yol sayanlar”dan ayırmak gerek. |