Geçmişte yüksek bir ideal ve mefkûreye sahip eğitim anlayışıyla sayısız ilim adamı, yönetici, asker ve sanatkâr yetiştirip cihan devleti kuran ve adaletle hüküm süren Türk milleti, bugün yine bunu başarabilir. Bunun için önce eğitimin “kızılelması” belirlenmelidir. Orhun Yazıtları, Kutadgu Bilig, Mesnevî, Mevlid, Tonyukuk, Nizam’ül Mülk, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Âşık Paşa, Fuzulî, Evliya Çelebi, Şeyh Galip, Ahmet Cevdet Paşa, Mehmet Âkif, Nurettin Topçu, Cemil Meriç, Seyyid Ahmet Arvasî, Harizmî, Kindî, Farabî, Birunî, İbn Sina, Cezerî, İbn Haldun, Ali Kuşçu, Mimar Sinan, Piri Reis, Vecihi Hürkuş, Prof. Dr. Aziz Sancar, Oğuz Kağan, Attila, Selçuk Bey, Sultan Alparslan, Selahaddin Eyyubî, Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet, Sultan II. Abdulhamit, Atatürk, Mostar Köprüsü, Süleymaniye, Selimiye, Çaldıran, Çanakkale, Dumlupınar, Nene Hatun, Şahin Bey, Fethi Sekin, Ömer Halisdemir... Halay, bar, bindallı, türkü, deyiş, mendil kapmaca, cirit ve Kırkpınar’da “ideal Müslüman-Türk insan tipi” mevcuttur. Derin köklerdeki “bilge, kâmil, sadık, yetkin, kahraman, cesur, çalışkan, merhametli, civanmert, ölçülü, şahsiyetli, umut dolu, şehadet aşkına ve devletiebetmüddet anlayışına sahip olma” gibi “İdeal Türk” müşterekleriyle eğitim, mezkûr “istikamet ve mefkûre”ye kavuşabilir.
