Bu çalışma, İslâm felsefesinin klasik dönemi olarak kabul edilen IX-XI. yüzyıllarda yaşamış İslâm filozoflarının ahlâk konusundaki görüşlerini, ahlâk adına ele aldıkları temel problemleri merkeze alan; "problem merkezli" bir "giriş"tir.
Felsefede "ahlâk", zaman zaman baÅŸat problem olarak algılanmış; diÄŸer problemlerle ahlâk ile alakalı olduÄŸu kadar ya da ona zemin hazırlamak için ilgilenilmiÅŸtir. Zaman zaman da görmezden gelinerek yok sayılmıştır; "bilimsele" uymaz görülerek felsefenin dışına itilmeye çalışılmıştır. Günümüzde de bazı felsefe çevreleri, konuya hiç raÄŸbet etmemektedir. Bazı çevreler ise "uygulamalı etik" ve "meslek etiÄŸi" ile ilgilerini sınırlandırmışlardır. Oysa bilindiÄŸi gibi insan ve onun ahlâkının anlaşılması, öncelikle ona felsefi bakış tarzıyla eÄŸilip mahiyetinin tespit edilmesini gerektirmektedir. Aksi halde "ne" üzerinden, hangi "temel"den, sorun önce görülecek ve sonra da tartışılıp çözümler sunulabilecektir ki.Â
Acaba "müslüman filozoflar"ın (felâsife) nazarında ahlâkın yeri ve önemi nedir? Onlar ahlâka nasıl bakmaktadırlar? Hangi temelden hareket edip çözümler önermektedirler? "Ahlâksız" olur mu? Ya da daha doğrusu "insan" olunur mu?..
Â