İslam, sahih bir ubudiyet, vicdani bir hakkaniyet ve hukuki bir meşruiyeti tesis etmeye kılavuzluk etmek için gönderilmiştir. Ubudiyet, Allah ile gönül üzerinden kurulan bir dostluk bağına dönüşerek insanın özgürlüğüne kapı aralar. Vicdan, bireyin iş ve işlemlerinde hakkaniyet üzere kalmasını sağlayan deruni bir denetçi rolüne sahiptir. Hukuki meşruiyet ise, diyânî ve kadâî boyutlarıyla hak ve ödev düzenine uygunluktur.
İslam hukuku, beşerî ilişkilerin gerektirdiği hak ve ödevler düzenini kurmak, sağlam formülasyonlara dökmek ve gerektiğinde ana kaide, maksat ve maslahatlar çerçevesinde içtihadî faaliyetler ile bunu geliştirmek üzere nassların rehberliğinde geliştirilmiş normatif kurallar bütünüdür. Bu hukuk, inancı ve eylemiyle, dünyası ve ahiretiyle insanı bir bütün kabul etmiş ve çözümlerini bu bütüncül bakış açısı üzerine kurmuştur.
Elinizdeki eser, İslam hukukunun eşya ve borçlar hukuku alanlarında ortaya koyduğu normları ve doktrinel zenginliği sistematik bir tarzda ortaya koymayı hedeflemektedir. Çalışmada meseleci bir yol izlenmediği gibi pür doktrinel bir yöntem de kullanılmamıştır. Eserde, anlaşılma zorluğu doğuran muhtasar yazım ile mütalaa zorluğu oluşturan uzun yazım türleri arasında orta bir yol takip edilmiştir.