"Zamanla tanrılar insanlaştıkça, insanlar tanrılaştı. Evrim diyorsun.
Evrimin ta kendisi değil mi bu?”
Dünyadan ayrılıyorsunuz! Hatasız ve ihmalsiz transferler dileriz! İşlevsel Cesetler teknolojilerinin güvencesi altındasınız! Özgür bir Toybadım için!
Dört binli yıllarda yer altına çekilmiş insanlığın var oluş sancılarından daha sıkıcı ne vardır? Bu sıkıcı konuyu bir romana dönüştürmekten daha eğlenceli ne vardır?
Tek dil, tek ülke, tek millet… Toybadım!
İnsanlığını kaybedenler, insan kalmaya çalışanlar, tanrılara uzananlar ve tamamen dışarıdan bakanlar…
Her sayfada değişen ruh hali, atmosfer ve sorular ile bu roman okuyucusuna bir kurgu vermek istemiyor. Aksine tüm kurguların tepesinden bakmasını öğütleyerek kurgunun tözüne indiriyor. İnsanın sınırları nedir? Beyninin sınırları nedir? İnsan ideası nedir? Nereye kadar insan kalabiliriz? Bunlar gibi birçok soruyu korkmadan soran ve cevabını bulmayı hiç umursamayan bir roman okuyacaksınız. Size daha çok sorudan başka hiçbir şey vadetmeyen bu roman cevaplarla ilgilenmiyor. Eğer sabredip sonunu getirirseniz Nügel’in ne demek istediğini anlayacaksınız.
“Var olmak, saçmalama özgürlüğüne sahip olmak demektir!”