Ortadoğu, insanlık tarihinin yazıldığı, semavi dinlerin doğuş merkezi, medeniyetler beşiği bir bölgedir. Daha sonra, petrolün bulunmasıyla da stratejik öneme sahip olan bu bölge, tarih boyunca dinî nedenlerle uğruna savaşlar yapılırken, bugün ise Batı’nın en önemli enerji kaynağı olan petrol için mücadelelerin verildiği bir bölge hâline gelmiştir. Bütün bunlara ilaveten 1948’de kurulan İsrail Devleti de âdeta bu bölgenin kaderine bir ok gibi saplanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesi ile Ortadoğu’nun tarih sahnesinde İngiltere, Fransa ve İtalya gibi emperyalist ülkeler rol oynamıştır. Fakat yeryüzünden sömürgeciliğin kalkması ile yeni bir anlayış olan postemperyalizm doğmuş; efendisine sadık diktatörler ortaya çıkmıştır. İngiltere, Fransa ve İtalya gibi emperyalist devletlerin zayıflamasıyla da bu kez, bu bölgenin kaderinde Amerika ve Sovyetler Birliği söz sahibi olmuştur. 1990’larda Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle de Amerika bölgenin tek patronu konumuna gelmiştir.