İstanbul; hakkında söylenecek sözlerin, yazılacak yazıların ve uğruna verilen kavgaların hiç bitmeyeceği, büyüleyici bir kenttir. Tarih boyunca hayranlık uyandıran, tüm medeniyetlerin gıptayla baktığı bu kent, Batılı seyyahlara ilham kaynağı olmuş, hakkında gerek Türk, gerekse de yabancı sanatçılar tarafından pek çok eser verilmiştir.
Francis- Marion Crawford da, kentin büyüleyici ve ölümsüz ruhuna kendini kaptıran bu yazarlardan biridir. 1895 yılında kaleme aldığı Konstantiniye adlı eserinde, XIX. yüzyıl Konstantiniye’sinin dokusunu tarihî bilgiler eşliğinde ve her yönüyle yansıtmayı başaran Crawford, ortaya, bir solukta okunacak bir eser çıkarmayı başarmıştır. İstanbul’un Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmesiyle başlayan kitap halkın yaşamı, adetleri, kültürü, gelenekleri, şehrin görülmesi gereken yerleri gibi pek çok ayrıntıyı barındırmaktadır.
Haliç, Galata, Pera, Kağıthane, Ãœsküdar, Kadıköy ve daha pek çok yeri kapsayan geniÅŸ panorama; iyi bir gözlemci ve detaycı olan yazarın yalın anlatımıyla, adeta gözümüzün önünde belirmektedir. Türk halkının hane ve toplum yaÅŸamındaki alışkanlıkları, o dönem Ä°stanbul’unun yaygın meslekleri detaylı bir ÅŸekilde anlatılmıştır. Tarih kokan ve önceki uygarlıklara ait eserlerle zenginleÅŸen bu kadim kentin türbeleri, tepelere serpiÅŸtirilmiÅŸ camileri, sokak aralarına kondurulmuÅŸ çeÅŸmeleri… kısacası, ÅŸehri büyüleyici ve eÅŸsiz kılan tüm ayrıntılar ustaca kaleme alınmıştır. Yazarın, Ä°stanbul’a ve Türklere duyduÄŸu hayranlığını her satırında yansıttığı eser, Edwin Lord Weeks’in görselleriyle zenginleÅŸtirilmiÅŸ ve kitap hem düşünsel, hem de görsel bir şölene dönüşmüştür.Â