Irmakların sevdalısı, uzun saçlısı
Sırtına tarihi sarıp düşmüşsün yola
Usul usul akıyorsun, derinden
Zaman saygı duyuyor sana
Adım adım geliyor peşinden
Dursan sanki o da duracak gibi
Arkandan yürüyor edebinden
Bilmem hangi dağları emerek
Dağ gibi bulutları sağarak
Ovalara, ekinlere, otlara
Koyuna, çobana, bilcümle kullara
Can yetiştiriyorsun!
Söyle bana çöllerin vefakar, onurlu kızı:
Tek başına vadilerden geçerken
Balıkçılar senden rızık isterken
Ay utanıp sıkılıp sonunda sereserpe
Kendini kollarına atarken
Neler hissediyorsun?
Her katren bereket, etrafın cennet
Geziyorsun Hızır'la, Mikail'le kol kola