İkilemde kalmış bir savaşçı. Çocukların özgürlüğü için kendi özgürlüğünden vazgeçmiş bir savaşçı. İnsanlar mutlu huzurlu yaşasın acı görmesin diye tüm huzur ve mutluluğunu feda eden tüm derdi sırtlanan bir savaşçı. Yüreğinde iki aşkın büyük savaşı. Vatan uğruna kendinden mi geçmekti aşk. Yoksa her şeyi geride bırakıp bencilce davranarak sadece sevdiği kadına odaklanmak mıydı Aşk? Yoksa ikisini de aynı anda yapmaya çalışarak yok olmak mıydı aşk? Zaman kısıtlı tercih edilecek tek yol vardı. Karanlığın şafağında asil savaşçı doğru kararı verebilecek miydi? Yoksa karanlığın şafağında herkesten habersiz tarihin tozlu sayfalarına mı karışacaktı? Bu hikâyeyi sonuna kadar okuyanlar dışında kim bilebilirdi ki sorunun cevabını?