Zenginliğe verdiği önem, zenginliği “bi lim”e iliştirmesi, kendisindeki bilgiyle ilişkilendirmesi, “bilim”i zenginleşmek için kullanmış olması, zenginliğiyle yaptığı gös teriş ve bu yolla elde ettiği güce dayana rak insanlar üzerinde egemenlik kurmaya
kalkışması, hep, Karun’u “çağdaşımız” yapan birer öge olarak göze çarpar.
Bu açıdan baktığımızda, Karun, doğrudan doğruya “ekonomi” demektir. Dolayısıyla da “ekonomizm”in toplumda/yaşamda başat eğilim ve uygulama olarak işlev ver diği, etkin olduğu çağımızla“öz deşlik” göstermesinde de yadırganabilecek bir yan yoktur.
Evet; insanlığın geçmişinde hemen her dönemin “Kabil”leri, “Nemrut”ları, “Firavun ”ları, “Samiri”leri, “Ebu Cehil”leri vardır.
Ve, on lar da, asallarının içinde bulundukları çağ daki etkinliklerine benzer bir işlevi kendi dönemlerinde gerçek leştirmekten geri durmazlar, yaşadıkları yer lerde. Bu böyledir. Bunun böyle olması dola yısıyla da, işte, “Çağdaş Karun”ların Karun’la özdeşleşmişlikleri doğaldır.