Yüzyılın başında, İstanbul'un Hasköy semti.. Sıradan bir Yahudi ailesi: Jak Samanon, eşi Eliza ve kızları, Osmanlı İmparatorluğu'nun son çırpınışları sırasında onlar da, kendilerine özgü gelenek göreneklerinin cenderesi içinde, sevinçleri, heyecanları, kaygıları kaygıları ve üzüntüleriyle yaşayıp gidiyorlar. Hukuk danışmanı avukat Jak Samanon, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin faaliyetleri, Jön Türk İhtilali ve uzantıları gibi imparatorluk içinde önemli siyasal ve toplumsal olaylarla yakından ilgilenmekte. Yüreği ve beyni, adalet, hürriyet, eşitlik düşünceleriyle dopdolu. Hasköy semtinin dışında, bambaşka bir dünyada, heyecanlı ve renkli bir yaşamın süregeldiğini biliyor. Bir an önce bu yaşamın içinde yerini almak, atalarının kendi kendilerini hapsetmiş oldukları gettodan çıkmak, Osmanlı'da değişim rüzgarlarının esmesinde ufak da olsa bir katkıda bulunmak istiyor; bunun yanı sıra, cemaatinin kemikleşmiş örgütlerinin yenilenmesi için kendince çabalar sarf ediyor. Zaten onun gözünde Osmanlı Devleti'yle Yahudi Cemaati'nin yazgıları birbirinden ayrılmaz, ayrılamaz.
Genç avukat zaman içinde, amaçlarına biraz olsun ulaşabilecek mi? Yoksa, maddi ve manevi güçlüklerden yüksünüp, kendini rutin hayatın monotonluğuna teslim edecek ve etrafında olup bitenlere giderek daha kayıtsız bir tavır mı alacak?
Küçük kızı Adel'e gelince, O, sadece babasının yaptıklarıyla ilgileniyor. Kendini anlattığında bile, yine yaşamının ilk vs son kahramanı olan babasını anlatıyor. Yüzyılın başında Doğulu bir Yahudi kadınına has renksiz yaşamı, babasınınkiyle iç içe. Onu büyük bir devrimci, yılmaz bir eşitlik ve özgürlük savaşçısı olarak görüyor. Oysa Jak Samanon belki de sadece ve sadece kendine sorular soran bir adam olarak yaşamış ve ölmüştü. En başta da, büyük bir olasılıkla şu temel soruydu zihnini kurcalayıp, zamanla tüm benliğini sarmış olan: Kimsin Jak Samanon?
Liz Behmoaras'ın, anneannesinin yaşam kesitlerinden oluşturduğu bu "öykümsü anılar" sorunun yanıtını okura bırakarak, yüzyılın başında bir cemaatin yaşam biçimini, iç sorunlarını, içinde bulunduğu çoğunluk ortamının bireyleriyle ilişkilerini, imparatorlukta ve genç cumhuriyette meydana gelen büyük politik olaylara bakışını öznel bir yaklaşımla biraz olsun aktarma amacını taşıyor.
