Aynı zamanda uygarlığın dünya üzerindeki birkaç bağımsız doÄŸum yerinden biri olan Çin, tarihöncesinden kalan insanlık mirasını temel alarak antikçaÄŸdan itibaren mülki ve askeri örgütlenme, bilim, teknoloji, sanat ve düflünce alanlarında kaydettiÄŸi baÄŸlarla tüm insanlığın imgeleminde kalıcı bir iz bırakmıştır. Çin seddi, Yasak Åžehir ve Toprak Askerler gibi anıtsal nitelikteki eserleri bilmeyen, hayran kalmayan yoktur. Â
KaydettiÄŸi baÄŸlar kadar büyük felaketlere, iÅŸgallere uÄŸramış, isyanlarla, salgınlarla boÄŸulmuÅŸ, iniÅŸ ve çıkışlar yaÅŸamış Çin’in yıldızı 21. yüzyılda tekrar parlamaya baÅŸlamış, siyasal, askeri, ekonomik ve teknolojik bakımdan Batı ittifak sistemine rakip bir kuvvet merkezi haline gelmiÅŸtir.Â
Dünyanın en büyük nüfuslu ülkesi olan Çin’in heyecanlı ve uzun öyküsü, insanlık tarihinin kısa bir kitaba sığdırılması en güç seksiyonlarından biri olsa gerek; ama Gordon Kerr bunu ustalıkla yapıyor.Â
Â