Sivil Casus adlı kitabıyla, hangi sivil toplum örgütlerine, kimler tarafından ulus devletin aşındırılması için truva atı görevi verildiğini gözler önüne seren Kaan Turhan, "Kripto-Devşirme Gençlik" adlı bu kitabıyla da Türk Gençliğinin ulusal kimliğinden koparılarak kültürel asimilasyona nasıl ve hangi izlencelerle uğratıldığını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
Kaan Turhan, bu çalışmasıyla ulusal gençlik bayramımız 19 Mayıs’ın yerine, 9 Mayıs Avrupa Günü’nün konulmasını amaçlayan izlenceleri, 15-18 yaş arası lise gençlerine kendi milli benlikleri unutturularak, yerine "sömürge kültürünü" şırınga etmeyi planlayan sinsi projeleri, Alman Devleti’nin desteği ile araştırma enstitülerinde ve üniversite kürsülerinde yürütülen, Türkiye için 47 ayrı etnik halk öngören istihbaratçı akademisyenlerin yıkıcı çalışmalarını, "Demokratik, çağdaş, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, çok renkli, çok sesli, çok kültürlü (!) ... barış dolu bir ülke için yeni bir anayasa" özlemi altında, AB ve ABD’nin etnik bölünme için "multiculturalism" programlarına zemin yoklayan sözümona aydınların vatanlarına ihanetini gözler önüne seriyor.
1985 yılında birkaç üniversite öğrencisi tarafından kurulmuş ve temel fikri "Avrupa Kimliğini" Avrupalı gençler arasında tartışmaya açıp, yapılacak etkinlerle de yaşayarak oluşturmayı amaçlayan ve bugün Avrupa’nın 300’e yakın kentinde örgütlenen, yaklaşık 25.000 üyeye sahip bir "Sivil Toplum Örgütü" olan AEGEE’nin Fransızca açılımı; Association des Etats Généraux des Etudiants de I’Europeé dır.
Bu kitap, Leonardo, Socrates, ve Youth gibi Avrupa komisyonu eğitim programlarıyla, Milli (!) Eğitimin milliliğini nasıl yitirdiğini, Kemalist eğitim programlarından nasıl uzaklaşıldığını, AB Eğitim ve Gençlik Programları’nın Türkiye’de kabul edilmesini ve uygulamaya konulmasını sağlama yönünde lobicilik etkinlikleri düzenleyen, ulusal değerler sistemini yıpratma, her türlü etnik, dinsel, kültürel ve siyasal alt kimlikleri kışkırtmayla görevli olan AB’nin ilk resmi gençlik örgütü AEGEE’nin gerçek yüzünü, Türkiye’nin AB’ye değil, AB’nin Türkiye’ye girdiği, topsuz, tüfeksiz işgalin ne olduğunu anlatıyor ve AB’nin Türk gençliğini ulusal kimliğinden kopararak, devşirmeyi amaçlayan gençlik ve eğitim programlarını deşifre ediyor.
