Aslında her şey apaçık ortada. Her şeyi gözümüzle, kulağımızla algılıyoruz. Algılıyoruz ama gözümüzün algıladığı her şeyi göremiyor, kulağımızın algıladığı her şeyi duyamıyoruz. Kısacası algılasak bile anlamakta zorluk çekiyoruz. Dolayısıyla anlayamadığımız şeyler, mızrağın çuvala sığmadığı seviyeye gelip ayan beyan olunca, sâdece şaşırıyoruz.
Bu şaşkınlıklarımız bâzen bize acı veriyor. Bu acılar, bireysel seviyede olsa kolay atlatabiliyoruz, çünkü bu konuda eşimiz dostumuz bize yardımcı olabiliyor. Ama acılar toplumsal seviyede olunca kim kime yardımcı olacak, kim kimi teselli edecek?
Bu kitabın amacı, aslında hepimizin gördüğü ve duyduğu şeylerin derli toplu bir araya getirip anlaşılmalarını kolaylaştırmaktır. Yazıların çoğu, maalesef toplum olarak millî seviyede mağdur olduğumuz ve acı çektiğimiz konulardan oluşuyor.
Küçük şeylerin aslında hiç de “küçük” olmadığını idrak etmek, belki sonunu görmemiz gereken sorunları daha küçükken çözmemizi sağlayabilir.