“Kutsal Topraklarda” kitabı, mübarek topraklarda Peygamberimiz Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) izinde onun ayak izlerinin eşliğinde eşine az rastlanır bir gezinti sunmaktadır. Kitap, İslam tarihi açısından önemli olayları, kişileri, yerleri detaylı, akıcı, edebi, öğretici bir dille aktarmakta, bilinmeyen, dikkat çekici pek çok ayrıntıyı, hadiseyi ve mekanı okuyucuların ilgisine sunmaktadır. Ayrıca bu eser hac ve umre vazifesini yerine getirmek isteyenler, Mekke-i Muazzama ve Medine-i Münevvere’yi görmek isteyip de gidemeyenler ve İslam tarihinin “gökteki yıldızlar” dönemini merak edenler için başvuru niteliğinde bir kitaptır.
“Küçük bir çocukken Kırıkkale’de yetiştiğim hanenin manevi ikliminden dolayı iki şeye çok ehemmiyet vermiştim: Birincisi çok sevdiğim Peygamberim Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), diğeri ise hep görmek, kavuşmak istediğim Kâbe-i Muazzama…
Tâ o zamanlar nerede bir Kâbe resmi görsem hemen dilimden “Lebbeyk!” nidası yükselirdi. Nerede ‘Yeşil Kubbe’yi, Peygamberimizin (s.a.v.) beldesi Medine-i Münevvere’nin bir resmini görsem, elim saygı ve hürmetle kalbime gider, dilimden salavât-ı şerifeler dökülürdü.
O zamanlar Rabbime, bir gün Kâbe’ye ulaşmak, Haremeyn’de yaşamak ve Kutsal Topraklara kavuşmak için dua ederdim. Hatta Kırıkkale İmam Hatip Lisesi orta kısmı ikinci sınıfa giderken bu aşk beni, “Mekke ve Medine’ye gitsem, orada okusam…” arayışına sevk etti. Oraya gitmek için mektup yazdım. Ama mektubu gönderemedim.
Yazdığım mektup kâğıdı cebimde yıprandı. Bundan sonra özlemim ve aşkım artarak devam edecek ve bu hasretlik yıllarca sürecekti…
Sonunda öyle bir gün geldi ki, o on üç yaşında beyaz kâğıda yazdığım, gönderemediğim mektup yerine ulaşmış, otuz üç sene sonra Allah’ın (c.c.) kabulü ve daveti ile çocukluk hayalimi gerçekleşmiş buldum. Yıllarca yurt içinde görev yaptıktan sonra yeniden Allah’ın büyük bir lütfu ile Kâbe-i Muazzama ve Mescid-i Nebevi’ye komşu olarak Cidde’de ataşe olarak görevlendirildim. On üç yaşında yazdığım mektubun, tüm engelleri aşarak yerine ulaştığını gözyaşları içinde bir kez daha anladım. Hiçbir dua boşa gitmez...
Bir yandan resmi görevlerimi yürütüyor, kalan zamanımı bu sevdaya ayırıyordum. Görmeyi, bulmayı, şahit olmayı başardığım yerleri sizin de görmenizi istedim. Yurt içinden ve yurt dışından gelen vatandaşlarımızı Mekke, Medine ve Cidde’de ziyaret ederek bilgilendirmelerde bulundum. Devletimizin onların her zaman, her yerde yanlarında olduğunu göstermeye gayret ettim. Rahman’ın misafirlerine hizmeti bir şeref olarak gördüm. Resulullah’ın (s.a.v.) misafirlerine hizmeti bir onur olarak kabul ettim ve gördüklerimi fotoğrafladım. Gönlü orada olup da gidip görme imkânı olmayanların görme, detaylı öğrenme imkânı olsun istedim.
İşte bu kitap, bu sebeple Allah rızası için kaleme alındı. İnşallah maksat hâsıl olur.”
