Laiklik ilkesinin bulunmadığ bir toplumda, uluslaşma, anayasal birliktelik, eşitlik, egemenlik ve tüm toplumu aynı ölçüde kucaklayacak tek bir hukuk ve adalet düzeni kurmak, bu koşullar oluşmadan, demokrasi, bireysel özgürlükler, çeşitli inançlara eşit davranış gibi insan haklarına dayalı bir sistemin oluşturulması olanaksızdır.
Ne yazık ki bu tartışılmaz gerçeğe karşın, bugün hala laik toplum düzenine karşı çıkmayı sürdüren büyükçe bir kesim vardır. Bu kesimin, karşı devrimci eylemleri, açık ya da kapalı biçimde sürdürülmektedir.
Laiklik, bireyin ve toplumların yaşam boyu içinde bulunacakları dünya düzenidir. Bu düzen, insanın akıl, bilim ve mantığı ile, değişen zamana göre, değişen kurallarla sağlanacaktır.