Sabahın erken saatinde, erken başladığım uzun bir yolculuğun uzayıp giden yolunun üzerinde, bir aracın içinde bedenim seyir halinde. Yıpranmış asfaltların yaralanmalarından dolayı sarsılmalarımı umursamamakta, sana seyir ediyor ruhum. Camdan kayıp giden her ağacın ve yeşilin sana benzeyen yanlarında yüzün gülümsemekte. Ben başımı çevirip çevirip hep seni saymaktayım. Senin yüzün değdi, onlara büyüklük bulaştı.
Dinlediğim şarkı sen, gittiğim yol sen olmadıkça önemsizleşiyor her şey...
Sevilmiyor olmak sevmenin önüne geçmiyor. Cecilla Lucas geliyor aklıma, "istemesen de seviyorum seni…"
Tüm Shakespear sahnelerinden kalan hatıralarıma sızıyorsun. Sessizce ve baskına uğruyor düşlerim, hayal meyal dokunurken gözlerim gözlerine, bir çığlık kopup içimden acıyla gidiyorsun, henüz sevda türkülerimi dinlemeden...
Sevilen nazda, seven sözün ispatında….