Peygamber Efendimiz (s.a.v) hadisi şeriflerinde bize “Âlimlerin, peygamberlerin varisleri ve yeryüzünün kandilleri” olduklarını müjdeler.
Ve “Bir âlimin ölümü de âlemin ölümü gibidir”; geride öyle büyük bir boşluk oluşturur.
Bu hikmetli sözlerin hiç şüphesiz şahsında tecessüm ettiği, adeta ete kemiğe büründüğü isimlerden biri merhum Aliya İzzetbegoviç’tir.
Çünkü Aliya sadece bir siyasetçi, bir düşünür ve aksiyon adamı değildir.
Merhum Aliya bunların tamamıdır, hatta çok daha ötesi, fazlasıdır.
O, sırf Müslüman olduğu, Müslümanca düşündüğü için atıldığı zindanda fikrini ilmek ilmek dokuyan genç bir mütefekkirdir.
O, yüreğinin bir yarısında Bosna’yı, diğer yarısında Fas’tan, Endonezya’ya, Türkiye’den Cezayir’e bütün İslam dünyasını taşıyan bir gönül adamıdır.