Özellikle günümüz insanının en temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile hemen baş vurmak zorunda bırakıldığı, her köşe başına kurulu bir tuzak gibi dikilmiş, ruhsuz acımasız ve soğuk bankamatik makinelerinin kirli yüzünü ve bu kurulu tuzaklara kapılarak, faiz belası pençeleri arasında inim inim inleyen, ocağı sönmüş, yüzbinlerce zavallı insanın feryadını duyduktan sonra, bu sade, yalın ama alabildiğine mütevazı sadaka taşlarının değerini, ne anlam ifade ettiklerini daha da iyi idrak ediyoruz... Tabii bazılarının da neden bu taşlara ilgisiz ve duyarsız kalarak görmemezlikten geldiklerini!...
Meğer bunlar taş değil, sıcak aş, ihtiyaçgah, acil çıkış kapısı, can simidiymiş...