Elbette, dost ve düşmanın ittifakıyla, en yüksek istidatta.. ve en âlî ahlâkta.. ve nev-i beşerin humsu ona iktidâ etmiş.. ve nısf-ı arz onun hükm-ü mânevîsi altına girmiş.. ve istikbal onun getirdiği nuru ziyâsıyla bin üç yüz sene ışıklanmış.. ve beşerin nurâni kısmı ve ehl-i imanı mütemadiyen günde beş defa oununla tecdid-i biat edip ona dua-yı rahmet ve saadet edip ona medih ve muhabbet etmiş olan Muhammed (aleyhisselâtü vessellâm) ile konuşacak ve konuşmuş.. ve Resûl yapacak ve yapmış.. ve sâir nev-i beşere rehber yapacak ve yapmıştır.
Birinci Nükteli işaret’ten
O, O’nun hesabına konuşuyor, O’nun kelâmını tebliğ ediyor. Hem O’na gelen Kur’ân ise, içinde-dışında kırk vech-i i’caz ile gösterir ki; O, Cenâb-ı Hakk’ın tercümanıdır.
Hem o kendi zâtında bütün ihlasıyla ve tekvasıyla ve ciddiyetiyle ve sâir bütün ahvâl ve etvârıyla gösterir ki, O kendi nâmına, kendi fikriyle demiyor, belki Hâlık’ı namına konuşuyor.
Hem O’nu dinleyen bütün ehl-i hakikat, keşif ve tahkikle tasdik etmişler ve ilmelyakîn iman etmişler ki; O, kendi kendine konuşmuyor; belki Hâlık-ı kâinat O’nu konuşturuyor, ders veriyor, O’nunla ders verdiriyor.
On Dokuzuncu Nükteli işaret’ten