Cismanî tarafındaki bir arızayı düzeltmek için doktordan doktora koşturan bu insan, manevî tarafındaki arızalardan habersiz yaşıyor. Fazla kilolarından kurtulmak adına bin çeşit diyet denerken, kalbini sarmış, manevî bünyesini istila etmiş günah virüslerinden kurtulmanın hesabını yapmıyor. Daha sağlıklı bir kulluk için, haram ve günahlara karşı bir diyet uygulamayı düşünmüyor. Böyle bir manevî körlük ve cismanî doyumsuzluk, onu eşya ve hadiselere karşı da duyarsız ve hissiz hale getiriyor. Ne zulümlerden rahatsız oluyor ne de işlenen onca cinayetten. Yılanın ona dokunmaması, mutlu olması için yetiyor. Varoluş gayesinden habersiz ömürler bu şekilde bir fasit dairenin içinde, yitip gidiyor. "Muhasebe Çağrısı" biraz bu endişelerin hâsıl ettiği ruh haliyle kaleme alınan yazılardan oluşuyor. Sinir uçları körelmiş, almaçları işlevsiz hale gelmiş modern çağın insanlarını, kendince muhasebelere çağırıyor. Daha doğrusu yazar, bu vesileyle kendi muhasebelerini terennüm etmiş oluyor.