Öğrencilerin farklı hallerini uzun yıllar gözlemleyen öğretmenimiz, derin derin düşündükten sonra kendi çocukluk dönemine şöyle bir göz atmış. Göz atmış atmasına da işin içinden bir türlü çıkamamış. Çocukluk öyle birkaç kitaba sığmaz, derya deniz… Şimdilik bu kadarını yazalım ve gök kubbenin altında tarihe küçük bir not düşmüş olalım, demiş de öyle işin içinden çıkmış.
Çelik çomak, misket, çember çevirme, mendil kapmaca, kuş kovalama, daldan erik düşürme, ip atlama, körebe, beştaş, dokuztaş, tahtadan kılıç, çam kabuğundan traktör, söğüt ağacından düdük, telden araba, çamurdan ev, borudan kaval, torudan değnek, ekmekten katık yapmışlar. Bir sakıza ya da bir şekere on takla atmışlar. Küçük şeylerle büyük mutluluklar yaşamışlar.
Çocuklar, gelin sizinle beraber tabletten ve telefondan uzaklaşıp biraz çamura, ağaca, yaprağa, kediye, eşeğe, çayıra çimene, güneşe, rüzgara ve sevgiyle, gayretle çalışan insanlara şöyle yürekten bir selam verelim.
Oyunlarla koşalım, kendi oyuncağımızı yapalım ya da yapanlara destek verelim. Bu kitabı okurken toprak ya da yaprak kokusu alırsanız hiç şaşırmayın!
Muhabbet Dede’yle Güzel Nine mahallenin sevgi pınarıdır. Çocukları şekersiz ve sevgisiz bırakmazlar. Her daim onlara doğruyu anlatmak için gayret ederler. Çocuklar, günün her vakti Muhabbet Dede’nin ve Güzel Nine’nin nasihatlerini dinlemek için can atarlar.
Hep çocuklara mı?
Hayır, bazen büyüklere de nasihat vardır, hikâyelerde.
Hayata dair öyle güzel şeylerden bahsediyorlar ki adı olmayan bir okulun öğretmeni gibidir onlar. Hayat okulu diyorlar ya!
Tam da bu kitap için söylenmiş bir söz.
Başkahramanlarımız, Muhabbet Dede ve Güzel Nine; çocuklar ve köylüler de yardımcı kahramanlardır. On beş hikâye barındıran bu kitabı ilkokul dördüncü sınıftan, ortaokul sekizinci sınıfa kadar olan öğrencilerimiz severek okuyacaklardır. Yetişkinler ve diğer öğrenciler de okuyabilir.
Özellikle sanal dünyanın esiri olan en değerli varlıklarımız çocuklarımızın; doğal olana, samimiyete, karşılıksız yardıma dair bir şeyler öğrenmesini sağlamak. Kuşların, horozun, tavuğun, ağaçların, tozlu, çamurlu yolların, kendi oyuncağını yapan çocukların yüzlerine yansıyan tebessümün, nasıl bir şey olduğunu bir nebze olsun hissettirmek.
Kendi yaptığınız bir oyuncakla oynamanın verdiği hazzı yaşamak.
Yöresel olarak söylenmiş bazı kelimeleri öğrenmek, küçük ve basit şeylerle de insanların mutlu olabileceğini kavramak, en önemlisi de affetmeyi, yardımlaşmayı, eldeki imkânların kıymetini anlamayı sağlamak amacıyla kaleme alınmış bir eserdir.
Tabletten ve telefondan arta kalan zamanda okuyabileceğiniz kendinizi tabiatın ve gerçek hayatın içinde bulacağınız bir küçük eser. Yapıcı eleştirileriniz daha güzel eserler yazmak için bize kuvvet verecektir.
Emin KEVEN