Osmanlı devleti, sanatçıları ve bilim adamlarını himaye ederek sanatsal ve bilimsel üretimi desteklemekle kalmamış, Osmanlı hanedanı bu sanatsal üretime kendi eserleriyle de katkıda bulunmuÅŸtur. Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman gibi baÅŸarılarıyla adını tarihe yazdıran Osmanlı sultanları, devlet yöneticiliÄŸini en iyi ÅŸekilde yerine getirmenin ötesinde yazdıkları ÅŸiirlerle de bugün adlarından söz ettirirler. Böyle bir hanedanın torunu olan Sultan III. Murad (1546-1595) atalarının hem idarecilik alanındaki baÅŸarısını sürdürmüş, hem de onlar gibi edebî yönüyle ismini bugüne taşımıştır.Â
Osmanlı kültürünün de klasik formunun zirvesine ulaştığı dönemde tahtta bulunan III. Murad, iyi bir eğitim almış, Arapça ve Farsçayı iyi derecede bilen bir âlim, hattat ve şairdi. Sade bir dille, konuşur gibi söylediği şiirlerinde tasavvufî bir söyleyiş hakimdir. Baskısı yapılan nüsha Dîvân metninin aslına en yakın olanıdır.
Prof. Dr. Ahmet Kırkkılıç'ın giriÅŸ yazısıyla yayımlanan bu Dîvân'ın basımında Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Fatih Koleksiyonu, 3874 numarada kayıtlı yazma nüsha esas alınmıştır.Â