“Beni hırsız tutun, yetmedi öldüresiye dövdürdün. Dulkarı’nın oğlu, it dölü diye hakaret ettin. Ben hırsız değilim, bugüne kadar boğazımdan haram lokma geçmedi. Esas hırsız sen ve adamların. Bu köydekiler de civar köylerde yaşayanlar da senin ne mal olduğunu biliyor. Sana muhtaç olduklarından ve korktuklarından seslerine çıkaramıyorlar. Buraya gelmeyecektin Muhtar Sefer! Evimin kapısını tekmeyle açmayacaktın!”
Muhtar Sefer Musa’nın söyledikleri karşısında daha çok öfkelendi.
“Bak sen şu Dulkarı’nın oğluna, karşıma geçmiş de bana ders veriyor.”
Musa’ya doğru bir adım atacaktı ki Musa belindeki silahı çekti, doğrulttu, göz göze geldiler. Musa’nın bakışları Muhtar Sefer’e buraya gelmesinin büyük hata olduğunu söylüyordu. Musa Muhtar’a doğrulttuğu silahı ateşledi. Üç el ateş etti. Silahın çıkardığı ses, evlerin duvarlarını çarpa çarpa köyün sokaklarında yankılandı.
Köyün Yetim Musa’sı on beş yaşında Katil Musa olmuştu. Bu kitapta da Musa’nın yaşama tutunma çabasını ve köylülerin yüzyıllardır peşlerini bırakmayan yoksunluğa karşı verdikleri mücadelenin hikâyesini bulacaksınız.