Necati Tosuner Sokağı, “ekmeğin tadında, kokusunda ve işlenmişliğinde” öyku¨lerden oluşuyor. İnsanın içindeki yanardağ uç uca eklenen çağrışımlar, birbirine yaslanan imgeler ve benzetmelerle anlatılıyor. Necati Tosuner en sıradan olayların içinde en ince duyguları yakalayıp şiirsel bir duyarlılıkla dile getiriyor. Sonra metro girdi karanlığa.
Buraya gelince sanki bir su sesi duyulur. Duyulmaz ya, duyuluyormuş gibi olur. Şırıltılı bir ku¨çu¨k dere, taşlar u¨stu¨nden taşlar u¨stu¨ne döku¨lu¨yordur. Sanki ay ışığı vardır ve ay ışığında su sesi sanki biraz daha çoğalıyordur. Sanki dereyi dere kılan biraz da ay ışığı –mı–dır, diye du¨şu¨nen bir kuş geçer oradan ve dere çağladıkça, sanki, sanki çağladıkça, kıvançlı bir dere oluyordur ve.. fısıldayan bir şey.. sanki...