Romantizm denilince genelde romantik edebiyatın güneşli günleri akla gelir: aşk, büyük sarsılamalar ve büyük buluşlar, içsel yolculuklar. Romantizmin bir de zifiri karanlık bir gecesi var: melankoliyle, hayalkırıklığıyla başlayıp bilinmezliğin her türlüsüne kapıyı aralayan ve yüceyi karanlıklar içerisinde bulan. Üstadı E.T.A. Hoffmann’dan ilhamla Charles Nodier bu kara romantizmin uç beylerinden. Kara romantikler irrasyonelin, uğursuzların, şeytaninin, sihrin, gizemli diyarların ve cemiyetlerin, rüyaların, olağanüstünün, bilinemezin, groteskin bahçelerini mesken tutar.
Nodier’in bu kitapta biraraya getirdiğimiz dört öyküsü –Ölen Adam Vadisi, Mavi Çorap Jean François, Rahibe Béatrix Efsanesi, Inés de Las Sierras– 1830’larda kaleme alınmış, olgunluk dönemi verimlerinden. Dünyanın sayılarla, istatistiklerle, kurumlarla, yasalarla zaptedilemeyen; nesnel kalamayan; olgulara indirgenemeyen; doğrulanamaz ve reddedilemez bir tür aşırılık olarak tezahür ettiği bu öyküleri dehşetle okumanızı dileriz.