İmparator birinci petro, bize Avrupa kültürünü aşılayarak gözlerimizi açtığından ve elimize bütün çalışma olanaklarını verdiğinden bu yana hemen hemen yüz ellii yıl geçmiştir. Oysa ovalarımız hâlâ gamlı ve ıssızdır; çevremizdeki her köşe artık içinde oturulamaz görünüyor; öyle ki, biz kendi evimizde oturmuyor, anayolda barınıyoruz; sıcak ve kardeşce bir yer olmak şöyle dursun, bizim için Rusya karlı, buzlu bir menzildir. Burada yalnız bir menzil müfettişi görülür ki, banamısın demeden şu sert karşılığı verir: "Atlar yok!" Nedendir bu? Suç kimindir? Devletin mi, yoksa bizim mi? Ama devlet iş görmekten elini eteğini çekmiş değildir. Bütün yönetmelik, bütün karar. bütün emir ciltleri bunu göserir; yabancı devletlerin kurumları arasında benzerleri bulunmayacak olan şeyleri hesaba katmaksızın, iyiliksever derneklerikurumların bolluğu bunu gösterir. Yüksekten sorunlar atılır ortaya; ama bunlara aşağıdan karşılık verilir. Kendi ruh yüceliğini ortaya çıkaran sorunların çoğu yukarıdan gelir. Buna aşağıdan ne karşılık verilir ki? Her şey kendi havasında olur: Bir düşünceyi uygulama, vücudunu saracak ve ille de ruhuna girecek şekilde uygulama sanatında gerçekleşir. Bir buyruk pek anlaşılır ve pek kesin olmuş olsa bile; bunu istenilen şekilde, yanlızca insan ışığı altında değil de kutsal ışık altında adaleti kabul edeni ilgilendiren şekilde, uygulama arzusu, aşağı tabakaya yayılmadıkça, ölü bir yazıdan öteye geçmez.