Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul, yönetim yeri de saraydı. Buradaki yönetimde en yetkili ve mülkün sultanı olan Padişah, onun vekili durumundaki Sadrazam ve Padişah’ın meclisi Divan-ı Hümayun yer alıyordu.
Divan-ı Hümayun, Sadrazam’ın başkanlığında; vezirler, defterdarlar, kazaskerler ve nişancıdan oluşuyordu. Reisülküttab da divan sekreteriydi. Divan-ı Hümayun XVI.
yüzyılda Paşakapısı’na taşınarak Bab-ı ali adını aldı.
Osmanlı Devleti’nin dış ilişkilerini Reisülküttab yönetir, dış ülkelere de sefir adında elçiler gönderilirdi. Sefirler, izlenimlerini Sefaretnamelerinde anlatırlar.
Batı başkentlerinde kurulan Osmanlı daimi elçilikleri ve ilk elçilerin diplomatik çalışmaları da önemlidir. Ayrıca Hürrem, Mihrimah, Nurbanu ve Safiye sultanların Avrupa kral ve
kraliçeleriyle mektuplaşmaları, Kösem Sultan’ın İstanbul’daki yabancı elçilerle olan siyasal ilişkileri de ilgi çekicidir.
Giderek gelişen diplomaside Tercüme Odasını’nın ve Hariciye Nezareti’nin kurulması, okullar, yabancı elçiler ve anlaşmalar da kitapta yer almaktadır. Ayrıca Reisülküttabların ve Hariciye Nazırlarının listesi de verilmiştir. Konular kaynaklarına dayalı olarak dipnotları ve bibliyografya ile desteklenmiştir.