Görülen rüyalar, bilinçaltının unutmadığı travmaların, stres bozukluklarının ve nevrozların dışavurumlarıdır ve bilinçaltını açığa çıkarmada bir anahtardır.
Rüyaların ÅŸifresi yüzyıllardır insanlar için çözülmeye deÄŸer gizemli bir olgu olarak ele alınmış ve psikoloji de dahil olmak üzere birçok uzmanlık alanının ilgisini çekmiÅŸtir. Rüya olgusunun bilimsel ve kapsamlı olarak ele alınması ancak 19. yüzyılın sonunda bilim adamı Sigmund Freud ve onun psikanaliz kuramıyla mümkün olmuÅŸtur. Freud'un rüya yorumları alanında ağırlık verdiÄŸi, kiÅŸisel bilinçaltıyla ilgili görüşleri birçok kuÅŸağı derinden etkilemiÅŸtir. Rüyalar, bilinçliliÄŸi anlayabilmek için kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle bilinçlilik üzerine geliÅŸtirilen teorilerin yalnızca uyanıklılığı deÄŸil, rüyaları da dikkate alması ve açıklayabilmesi gerekir. Freud, rüyaları bilinçaltına giden asıl yol olarak tanımlar.Â
Sonuç olarak, bilinçaltımız arka bahçemiz ise rüyalarımız da bahçıvanımızdır diyebiliriz. Neyin yaşaması, ölmesi, çiçeklenmesi veya alt üst edileceğine karar verip bize rehberlik eder.
"Hatırlayıp anlattıklarımız değil, hatırlamayıp anlatamadıklarımız bizi hasta eder."
Â