İnsan; sevinç, üzüntü, vesvese, depresyon, açlık, susuzluk, uyuma isteği, şehvet, öfke gibi bazı duyular sebebiyle
çevresinde olup biten her şeye karşı olumlu ya da olumsuz ilgi duymakta ya da onlara karşı belli bir tavır geliştirmeye
çalışmaktadır. GeliÅŸtirdiÄŸi bu tavrı yarar ve zarar çerçevesinde fiile dönüştürürken dengeyi tutturmakta zorlanabilmekte ve bunun neticesinde dince meÅŸru görülmeyen bir kısım davranışlar ortaya koyabilmektedir. Ortaya koyduÄŸu yanlış davranışın arkasında hangi tür psikolojik etmenlerin olduÄŸu ve bunların davranışa etki derecesi Ä°slam hukukunun uÄŸraÅŸÂ alanlarından biridir. Zira Ä°slam hukuku, fiillerin yalnızca sonuçlarıyla deÄŸil, o fiile sevk eden sebep ve süreçleriyle de ilgilenir. Dolayısıyla meÅŸru olmayan davranışın ortaya çıkmasına sebep olan amilin ya da amillerin ne olduÄŸunun bilinmesi ve bunların hukuki yaptırım bakımından hafifletici unsur olarak kabul edilip edilmeyeceÄŸi konusu önemlidir. Aksi takdirde isabetli kararın verilmesi zorlaÅŸacaktır. Elinizdeki kitap, psikolojik etmenlerin özellikle de öfkenin fıkhî hükümlere etkisini konu almakta ve Ä°slam’ın ön gördüğübir hayat modelini benimseyen ancak zaman zaman duygularına yenik düşüp hata yaptığını düşünenlere fıkıh penceresinden kesitler sunarak yarar ve zarar dengesini tutturmakta ona yardımcı olmaya çalışmaktadır.Â