Bu üçlemenin ilk kitabında, M.S. 37 yılında, iki havari Antakya’ya gelir ve Hz. İsa’nın mesajını yaymaya başlar. Ancak, putperest halkın öfkesi ve Diriliş Tarikatı’nın kışkırtmalarıyla karşı karşıya kalırlar. İlk inananlardan Habib-i Neccar vahşice öldürülür. Bu zulüm, Tanrı’nın Antakya’yı büyük felaketlerle cezalandırmasına yol açar. Tarikatın üç üyesi, karanlık bir geçitte lanetlenerek kıyamete kadar hapsolur — ta ki soylarından biri gelene kadar.
Yüzyıllar sonra, üniversite öğrencisi Çağrı, kâbuslarında Saint Pierre Kilisesi’ni görmeye başlar. Kiliseye arkadaşları ve arkeolog hocasıyla gittiklerinde mühürlenmiş lanet bozulur. Vaftiz kuyusundan kan akmaya başlar ve yüzyıllardır uyuyanlar uyanır. Tarih boyunca saklanan sırlar açığa çıkarken, karanlık güçler yeniden dünyayı tehdit etmektedir. Çağrı ve arkadaşları, sadece kendi hayatları için değil, tüm insanlık için savaşmak zorundadır.
Tarihi ve mitolojik esintilerle dolu bu kurgu romanda, destansı mücadelelere şahit olacak, inanç ve cesaretin sınandığı her adımda kalp ritminizin değiştiğini hissedeceksiniz.
Cesaretin varsa, bu ürpertici yolculuğa adım at.
“Uyananlar” seni tarihin gizem dolu dünyasına çekiyor.
Karanlık seni çağırıyor… Hazır mısın?
“Tarih, kahramanlarını unutmadığı gibi hainlerini de unutmayacaktır.”
