Diyelim ki yazdığım sayfaları kırıklayayım diye biriktirmişim. Bana kadar muhafaza olmuş varlık da, ben ona anlamlı
bir şekil verememişim. Bir yerden bir yere aktarıldığımda, sen fışkıranım; konuştuğumda, sen şuursuz şairmişsin. Ben müteredditken, içimde duraklayanım. Ya kendimin siluetiyle, sen nerenin kıyısı? Bütün kutlu bildiklerimin üzerine andolsun
ki, eksilmeden akmak mümkün değilmiş.Diyelim, tenime bir yıldırım isabet ediyormuş bu çerağan vaktinde de, rahmet olmuyormuş. Kurak bir mendil -olsa olsa uğursuz bir alâmetken insanın sefaletine, yine de talih belliyormuşum. Mücellid bilmesin, her şey olmadan bitiyormuş.Saf boşluğun kovulmuş varlığı. İhmal edilmiş bir ayniyet. Lüzumsuz yere yanmış mesuliyet. Kesitler-arasında duraklamış bir heves. Meğer, çakan bir şimşeğe ilişen bilinçmişim bugün. Kim beni toprağa düşürecek?