Genç adam hiç olmadığı kadar sert ve öfkeliydi. Gözü kimseyi görmüyordu, yaşamayı reddettiği hayatın içine adeta sürüklenmişti. Attığı her adımda yaprakların hışırtılarına karışan ayak sesleri, beraberinde esen rüzgarı peşine takarken o an tek düşündüğü geride bıraktığı hayatının intikamını geleceğiyle alacak olmasıydı.
İlya için ise durum bambaşkaydı. Nefretin iliklere kadar ulaştığı yere, itiraz etmeden yürümek zorundaydı.
''Ölmemi neden bu kadar çok istiyorsun? Ben sana hiçbir şey yapmamışken?'' diye sordu. Gözleri buğulanmış, korkudan titriyordu.
''Basit.'' diye yanıtladı genç adam. Acımasızca bakan gözleri ona takılı kalmıştı. Genç kızın üzerine yürümeye başladığında kapattığı sandığı kitabın aslında ilk sayfasını araladığından haberdar değildi.
''Çünkü varlığını hissettiğim her an aldığım nefesi zor veriyorum.'' dedi nefretle.