Ä°nsan, doÄŸası gereÄŸi toplumsal bir varlıktır. Oyun ise insan bireyinin toplumsallaÅŸmasını ve toplumun devamını saÄŸlayan en önemli araçlardan birisidir. Oyun, birey açısından insanı, hayatı, toplumu, dünyayı, eÅŸyayı, kuralları, davranışları tanımada, uygulama gerektirenlerin ilke ve biçimlerini öğrenmede oldukça önemli iÅŸlevler üstlenir. Böylelikle bireyin toplumun üyesi haline geliÅŸine ciddi düzeyde etkide bulunur. Toplum açısından ise düzene, uyum saÄŸlamaya, dayanışmaya, iÅŸ bölümüne, toplumsallaÅŸma üzerinden yeni üyeler kazandırarak toplumun sürekliliÄŸine katkı saÄŸlar. Oyun tüm bunları çoÄŸu zaman oyuncak üzerinden gerçekleÅŸtirir. Oyunun nesnel bir boyut kazanmasında araç görevini yerine getiren oyuncak ile oyun arasında kopmaz bir baÄŸ vardır. Bu sebeple, pek çok oyunun ÅŸekillenmesinde temel bir konumda bulunan oyuncağın tarihi de insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak ne var ki bilimsel ve teknolojik geliÅŸmeler pek çok ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirip dönüştürdüğü gibi, oyun anlayışını ve oyuncakları da deÄŸiÅŸtirdi. ÖrneÄŸin, televizyon veya bilgisayar sadece yeni oyun ortamı ve yeni oyunlar sunmadı, aynı zamanda var olan oyunların birçoÄŸunun terkedilmesini ve unutulmasını saÄŸladı. Böylelikle birçok oyun ve oyuncak, bireysel hatıraların veya toplumsal hafızanın ücra köşelerine çekildi. Bireyler, televizyon ve bilgisayar karşısında belki vakit hoşça geçiriyorlar, ancak toplumsallaÅŸma baÅŸta olmak üzere, oyunun ve oyuncağın insanlık tarihinde üstlendiÄŸi birçok iÅŸlev büyük oranda terk edilmiÅŸ bulunuyor. Bireyler oyunun aktif birer öznesiyken, artık geleneksel veya dijital iletiÅŸim teknolojilerinin sunduÄŸu oyunlar karşısında pasif birer nesneye dönüşmüş durumdalar.Â