"İnsanların algılarını değiştirmek o kadar kolay değil.
Yine de söylemiş olayım: hep, tarihsel, kültürel derinliğini
gözeterek yaşanılanın şiirini yazmalı şair. Günlük
olanla, güncelle ya da günü boşlayıp tarihsel olanla
sınırlamamalı şiiri. Bu yapılmamalı. Çünkü hayat, hayatın
bütün değerleri (kültür, politika, estetik…) artzamanlı
olduğu kadar eşzamanlı bir işlerlik gösterir. Bu
kavrayışla kurgulanmalı şiir. Poetikaların belirleyici
öğesi bu olmalı. “Hayat kadar dağınık, hayat kadar
örgütlü.” olmalı yani. Çünkü yaşanılan hiçbir şey diğer
insandan, doğadan, ekonomiden, politikadan, estetik
anlayışlardan bağımsız değildir, olamaz da."