Sahra’nın olduğu yere geldiğimde elliden fazla yıldırım düşmüştü. Sahra arabamı gördüğü zaman hamileliğin verdiği o hantallıkla araca yaklaşıyordu, yaklaşık olarak 10 metre kalmıştı bir anda saniyenin belki de onda birlik süresinde gözüme bir adet kelebek ilişti. Sahra kelebeklere âşıktı. Böcek olarak adlandırılmalarına rağmen kendilerine olan zarafetlerine hayrandı. Her kelebeğin kanadındaki kendine has desenin kimliklerini, mizaçlarını anlattığına inanırdı. Kelebeklerin kozadan çıkıp havada süzüldüğü o anı benden bile çok sevdiğini düşünür, kelebek de olsa onları kıskanırdım. Saniyenin onda biri kadar bir süre sadece bir kelebek gördüm. Üç hafta önce kutladığımız doğum gününde Sahra’ya özel yaptırdığım gümüş altın karışımı o kelebek kolyeydi gözüme takılan. Ve tam o sırada gözlerimi yakarcasına kamaştıran ışık topunun Sahra’nın boynundaki kolyeye değişini görebilmiştim sadece...