Paris Üniversitesi bilinen adıyla Sorbonne’da karşımıza çıkıyor Talin Anikyan. Sonrasında Beyrut’tan Ankara’ya soluksuz bir kovalamaca başlıyor. Hikâye başladığı yerde fakat beklenmedik biçimde sonlanırken, istihbarat örgütlerinin kapısını da okuyucuya aralamayı ihmal etmiyor.
Bu dönem hikâyesi 1970’ler ve seksenlerin çalkantılı günlerine ışık tutmakta. Bölgede söz sahibi olmak isteyen ülkeler; istihbarat servisleri ve yeraltı örgütleri vasıtasıyla örtülü bir savaş vermişlerdi. Okur bu tarihi romanda yakın geçmişin unutulmaya yüz tutmuş sayfalarında gezinirken aynı zamanda nasıl titiz bir satranç oynandığına da şahitlik ediyor.
Görecek gözü ve işitecek kulağı olanlar hiçbir ölümlünün sır tutamayacağına kendini ikna etmelidir. Dudaklar sessiz kalsa, parmak uçları çıtlatır ve sonunda her gözenek onu ifşa eder.
Sigmund Freud