Cicero (MÖ 106 - 43), Tanrıların Doğası Üzerine ve Scipio’nun Rüyası adlı kitaplarında “tanrı” ve “inanç” kavramlarına dair derinlikli bir sorguya girer. Philip Freeman da bu kitaplardan yaptığı seçkilerle meseleyi evrensel bir yere taşır.
Şimdi olduğu gibi, Roma’da da ateistler ve şüpheciler vardı. Cicero, böylesi güzel ve intizamlı bir dünyanın başıboş olamayacağını, elbette tanrıların bulunduğunu çeşitli örnekler üzerinden anlatarak onları yanlışlar. Ayrıca, Tanrı’ya inanmanın, insan hayatında rahatlatıcı bir etkiye sebep olduğunu savunur. Tanrısal düzenin, yeryüzünde de bir düzene sebep olduğunu düşünür ve bu ikisi uyum içinde bulunduğu müddetçe refahın geleceğini öngörür.
Tanrı’yı Nasıl Düşünmeli?, bir yönüyle bize Roma dönemindeki insanların bakış açısını ve kültürünü anlatır, bir yönüyle de evrensel bir tanrı fikrinin neden vazgeçilmez olduğunu Stoacı bir bakıştan tartışır.
“Tanrı’yı Nasıl Düşünmeli?, antik inançla ilgilenen herkes için temel bir kitaptır. Freeman da modern okurların, hâlâ hayranlık uyandıran bu vizyonun ihtişamını deneyimlemelerini sağlıyor.”
- Donald Robertson
“Stoacıların dinî düşüncelerinin iyi bir özeti... Philip Freeman’ın giriş yazısı ve derlemesi, türünün en iyi örneklerinden.”
- Harry Mount, Catholic Herald
“Philip Freeman’ın bu kısa çalışması, başarılı ve memnuniyet verici.”
- Nelu Zugravu, Classica et Christiana
