banner
Tasavvuf-i İslamî ve Fünûn-ı Cedîde ve Felsefe

Tasavvuf-i İslamî ve Fünûn-ı Cedîde ve Felsefe

“İnsan hayır ve şer istidadâtından her ikisini de câmidir. Yalnız bu iki istidattan birisinin üstün ve galip gelmesi, terbiye semeresidir. Nefs-­i emmârede olan bir adamın hiçbir salâha istidâdı olmasaydı, tabii olarak asla ondan kurtulmaması lazım gelirdi.
Emmâre sıfatları, hiçbir vakit “vicdân-ı ahlâkî” denilen ve seyr u sülûkta “ruh” lafziyle tarif olunan hüviyet-i insâniyyenin tamamen ip­tal ve imhâsına muktedir olamaz. Vicdân-ı ahlâkî, en iğrenç fenalıklar içinde dahi nefsine galebe edecek kudreti hâizdir. En fenâ bir adamın pişman olduğu kendi kendinden nefret ettiği dakikalar olur ki işte bu, vicdân-ı ahlâkînin muvakkat bir galebesi demektir. Vicdân-ı ahlâkî tabiri, eski mutasavvıflar nezdinde kullanılmış değilse de biz, bu tabiri pek lazım ve muvâfık buluyoruz. Zira “ruh” kelimesi pek muhtelif mânâlara geldiğinden ve esasen nefis ve ruh bir mânâya ol­duğundan nefse mukâbil düşen hayr işleyen ve şerri fark edene vicdân-ı ahlâkî demek pek muvâfıktır.
Vicdân-ı ahlâkînin sıfât-ı mümeyyize ve kâşifesi şunlardır: İnsâf, adâlet, incizâb, hayr, ulviyet, îtirâf-ı hak. İşte nefs-i emmâre sahibi bir adamı, noksanlıklarını itiraf etmekle kemâle ermeye sevk eden şey, bu vicdân-ı ahlâkîdir.
Vicdân-ı ahlâkî hakkında iki fikir vardır. Birtakımına göre vicdân-ı ahlâkî, asla Hak’tan sapmaz ve aldanmaz. Hiçbir vakit hayra şer, şerre hayr demez. Bu hususta her ne yapılsa, vicdân-ı ahlâ­kîyi iğfâl mümkün olamaz. O bir hâkimdir ki insanın idrakinin sadr-i ik­bâlinde oturur ve daima kötü davranışlarını fâilinin yüzüne çarpar.
Diğerlerine göre vicdân-ı ahlâkî dahi terbiyeye göre değişir. Bizâtihi hayır ve şerri fark etmeye muktedir olamaz. İnsanlık tarihinde birçok fenalıklar görüyoruz ki bunları yapanlar, hep hayır nâ­mına yapmışlar ve tebcîl edilmişlerdir. Mesela birtakım putlara in­san kurban etmek gibi. Bunu yapanlar büyük bir hayır yapmış olmak inancında idiler ve bu fiillerini vicdânları tamamen takdir ediyordu…
Vicdân-ı insanînin aldanmadığı cihet “hayır ve şerrin ayrı ayrı şeyler olduğuna ve bizâtihi hayır bulunduğuna imânıdır. İşte vicdânın aldanmadığı cihet budur. Lâkin hayır ve şerrin eşkâ­li hakkında aldanabilir. Din, ahlâk, sülûk işte bu aldanış sebebiyle lâ­zımdır. Eğer insanlar, bu hususta aldanmak tehlikesine maruz kalmasaydılar, vicdânlarının sadasından başka emir ve düstûra muhtaç olmaz­lardı.”

Liste Fiyatı: 220,00
Derleyici: Ahmet Koçak
Yayın Tarihi: 29.08.2022
ISBN: 9786257608725
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 224
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 21 cm

Bu üründen 67 adet satın alınmıştır.

Kitapyurdu Fiyatı:
151,25

24 Saatte Kargoda? Stokta 1 ürün var

Sepete Ekle

Kazanacağınız Puan: 82

Fiyat Geçmişi: Product Price History Thumb
Platin Üye olarak kargo ücreti ödemeden ekstra indirimli alışveriş yapabilirsiniz.
Üstelik yalnızca kazandığınız puanlarınızla ekstra ayrıcalıklara sahip olabilirsiniz.
Platin Üyeliği Hemen Başlat
Platine Özel Fiyat: 139,15
banner

loading
Bu kitaba link vermek için alttaki html kodu web sayfanıza koyabilirsiniz;

<a href="https://www.kitapyurdu.com/kitap/tasavvufi-islami-ve-fununi-cedide-ve-felsefe/624678.html"> <img src="https://img.kitapyurdu.com/v1/getImage/fn:11595841/wi:85/wh:true" alt="www.kitapyurdu.com'dan satın al" border=0></a>
banner
banner
banner
loading
banner
banner