'’Kimileri, ben sokaktayken oturdukları dairenin penceresinden aşağıya sarkarak “Işıkçııı! Işıkçıııııııı!” diye seslenir bana. Ampullerle uğraştığım doğrudur ama ben bir “ışıkçı” değil, bir elektrikçiyim. Her türlü elektrik işini yapmakla bilinirim. Ama kadınlar –ki ışıkçı diye bana seslenenler hep onlardır- aydınlığa olan hasretlerinden midir bilmem, mesleğimi “ışık vermek” olarak akıllarına kazımış bulunuyorlar. Etrafımdaki birçok insan benim için, okusaydı çok büyük bir mühendis olurdu, diyor. İşin o noktasını bilemem ama öyle demeleri çok hoşuma gidiyor. Çevrem de geniş olunca, bu sözü çok fazla duyuyorum doğalında. Allah vergisi bir yetenek değil; çalışmanın, hizmetin ve adaletin sonucu bu. Evet, adalet bu konuda önemli bir yerde.’’